He was late because of the snow.
- O, kardan dolayı geç kaldı.
My Twitter account is suspended because of spamming.
- Twitter hesabım spamden dolayı askıya alındı.
The accident was due to his carelessness.
- Kaza onun dikkatsizliğinden dolayıydı.
Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.
- Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.
We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
- Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
- Yüzmede iyi olmadığımdan dolayı, boyumu aşan yerlerde yüzmekten kaçınırım.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
She became rich by virtue of hard work and good business sense.
- O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.
She was absent from school owing to sickness.
- O, hastalığından dolayı okulda yoktu.
He was late because of the snow.
- O, kardan dolayı geç kaldı.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
- Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
I didn't go on account of illness.
- Hastalıktan dolayı gitmedim.
A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
- Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
Black Americans continued to suffer from racism.
- Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
He was absent from school on account of illness.
- O, hastalığından dolayı okulda yoktu.
I'm pretty hungry since I haven't eaten since early this morning.
- Bu sabah erken saatlerden beri yemek yemediğimden dolayı oldukça açım.
Tom doesn't think Mary should drive home since she's been drinking.
- Tom içtiğinden dolayı Mary'nin eve götürmesi gerektiğini düşünmüyor.
She became rich by virtue of hard work and good business sense.
- O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
I can't do it for want of money.
- Para yokluğundan dolayı onu yapamam.