doktor…

ألمانية - التركية

تعريف doktor… في ألمانية التركية القاموس.
doktor der rechte: Dr hakkı
Doktor: en {'doktor} r doktor
Doktor: [der] doktor, hekim, tabip
Doktor: en. r. 'doktor doktor

التركية - التركية

تعريف doktor… في التركية التركية القاموس.
doktor: Bir fakülteyi veya bir yüksek okulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yüksek öğrenim basamağına vardığını, geçirdiği özel sınavla ve başarılı bir eserle gösterenlere verilen akademik unvan
doktor: Hekim
doktor: Tıp öğrenimi görerek diploma aldıktan sonra, hastalıklara tanı koyarak tedavi yetkisi olan kimse
uzman doktor: Bir tıp dalında gerekli ihtisası görüp uzmanlık belgesini alan doktor

الإنجليزية - التركية

تعريف doktor… في الإنجليزية التركية القاموس.
doctoral: doktorsal
doctoral: doktora ait
doctoral: {s} doktorluk ile ilgili
doctoral: doktorayla ilgili
doctoral: {s} doktorluk

ألمانية - الإنجليزية

تعريف doktor… في ألمانية الإنجليزية القاموس.: doctoral; Of or relating to a doctor, or to the degree of doctor; {s} of a doctorate (highest academic degree); A doctoral thesis or piece of research is written or done in order to obtain a doctor's degree. done as part of work for the university degree of doctor; Relating to a doctorate; of or relating to a doctor or doctorate; "doctoral dissertation"; "doctorial candidates"; of or relating to a doctor or doctorate; "doctoral dissertation"; "doctorial candidates
Doktor: medical doctor /M.D./
Doktor: medic
Doktor: doctor
Doktor: physician
Doktor /Dr./: doctor /Dr/
Doktor /Dr./: doc
Doktor Allwissend (Märchen): Doctor Know-All (fairy tale)
Doktor beider Rechte: Doctor of Canon and Civil Law
Doktor beider Rechte: juris utriusque doctor /JUD/
Doktor der Literaturwissenschaften: Doctor of Letters, Doctor of Literature /DLit/
Doktor der Medizin /Dr. med./: medicinae doctor /MD/
Doktor der Medizin /Dr. med./: Doctor of Medicine
Doktor der Naturwissenschaften /Dr. rer.nat./: Doctor of Science /DSc
Doktor der Naturwissenschaften /Dr. rer.nat./: ScD/
Doktor der Philosophie /Dr. phil./: DPh/
Doktor der Philosophie /Dr. phil./: PhD
Doktor der Philosophie /Dr. phil./: Ph.D
Doktor der Philosophie /Dr. phil./: Doctor of Philosophy /DPhil
Doktor der Rechte /Dr. jur./: Doctor of Laws /LL.D
Doktor der Rechte /Dr. jur./: legum doctor
Doktor der Rechte /Dr. jur./: Doctor of Jurisprudence /J.D./
Doktor der Rechte /Dr. jur./: LL.D/
Doktor der Theologie /Dr. theol./: Doctor of Divinity /DD/
Doktor der Zahnmedizin: Doctor of Dental Surgery /DDS/
Doktor des Zivilrechts /Dr. jur./: Doctor of Civil Law /DCL/
Doktor des Zivilrechts /Dr. jur./: juris civilis doctor /JCD/
Einen Apfel pro Tag, mit dem Doktor keine Plag.: An apple a day keeps the doctor away
Er hört es gern, wenn man ihn 'Herr Doktor' nennt.: He likes to be referred to as 'Doctor'
Promotionsurkunde zum Doktor der Veterinärmedizin: Diploma of Bachelor of Veterinary Science /BVSc/
Promotionsurkunde zum Doktor der Veterinärmedizin: Diploma of Bachelor in/of Veterinary Medicine /MVB/
Promotionsurkunde zum Doktor der Zahnheilkunde: Diploma of Bachelor of Dental Surgery /BDS/, /B.Ch.D./
Promotionsurkunde zum Doktor der Zahnheilkunde: Licentiate in Dental Surgery
Promotionsurkunde zum Doktor der gesamten Heilkunde: primary medical qualification /PMQ/
den Doktor holen: to call the doctor out
seinen Doktor machen: to take one's doctorate
seinen Doktor machen: to take one's doctor's degree

التركية - الإنجليزية

تعريف doktor… في التركية الإنجليزية القاموس.

doktor

doctor

Some doctors say something to please their patients. - Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.

Doctors refused to perform a second operation. - Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.

doktor

doc

Doctors refused to perform a second operation. - Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.

He is no good as a doctor. - Doktor olarak iyi değil.

doktor

physician

Rejecting the urging of his physician father to study medicine, Hawking chose instead to concentrate on mathematics and physics. - Tıp öğrenimi yapması için onun doktor babasının teşvikini reddettikten sonra Hawking onun yerine Matematik ve fizik üzerinde konsantre olmayı seçti.

Mr. Suzuki isn't a dentist. He's a physician. - Bay Suzuki bir dişçi değildir. O bir doktordur.

doktor

medic

Tom decided that it wasn't necessary to take the medicine the doctor had given him. - Tom doktorun ona verdiği ilacı almanın gerekli olmadığına karar verdi.

The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor. - Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.

The therapist is treating the patient for a back injury. - Doktor hastayı bir sırt yaralanması için tedavi ediyor.

(Argo) sawbone

(Kısaltma) m.d

(Tıp) medical doctor

Tom has a bright career as a medical doctor. - Bir tıp doktoru olarak Tom'un parlak bir kariyeri var.

My youngest sister is a teacher, my oldest one, a medical doctor. - Benim en küçük kız kardeşim bir öğretmendir, en büyük kardeşim ise bir tıp doktorudur.

doktor

doktor mühendis

doktor olmak