dishes.

listen to the pronunciation of dishes.
الإنجليزية - التركية
bulaşık

Sana bulaşıkları yıkamanda yardım edeyim. - Let me help you with the dishes.

Bulaşıkları yıkıyorum. - I am doing the dishes.

{i} bulaşıklar

Bulaşıkları yıkıyorum. - I'm washing the dishes.

O, bulaşıkları yıkıyordu. - She was washing the dishes.

çanak
tabak

O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar. - She breaks a dish every time she washes dishes.

Sabah kahvaltısı tabakları hâlâ lavabonun içerisindeydi. - The breakfast dishes were still in the sink.

yemekler

Biftek ve havyar benim favori yemeklerim. - Steak and caviar are my favorite dishes.

Sizin robotunuz yemekleri hazırlayacak, temizleyecek, bulaşıkları yıkayacak, ve diğer ev işlerini yapacak. - Your robot will prepare meals, clean, wash dishes, and perform other household tasks.

tabak çanak
third person singular of dish
üçüncü kişi Tabağın tekil
dishes
{i} kap kacak
dishes
{i} kaplar

Bu kapları çekmeceye koyun lütfen. - Put these dishes inside the drawer, please.

dishes
{i} yemek takımları

Mary en iyi yemek takımlarını o dolapta tutar. - Mary keeps her best dishes in that cabinet.

O mağazadan bir kamera, bir saat ve bazı yemek takımları satın aldık. - We bought a camera, a clock and some dishes in that store.

الإنجليزية - الإنجليزية
Third-person singular simple present indicative form of dish
plural form of dish
Dishwashing

After dinner they had to do the dishes.

Crockery used for serving or cooking food
{i} dishware, tableware
plural of dish
third person singular of dish