dersin

listen to the pronunciation of dersin
التركية - الإنجليزية

تعريف dersin في التركية الإنجليزية القاموس.

ders
lesson

In Soviet Russia, lesson teaches teacher! - Sovyet Rusya'da ders öğretmene öğretir!

This story is short enough to read in one lesson. - Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.

ders
class

You must not speak Japanese during the class. - Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.

You must not speak Japanese during the class. - Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.

ders
{i} lecture

His lectures are terribly boring. - Onun dersleri korkunç sıkıcı.

The lecture is composed by two parts, one theoretical, the other practical. - Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik.

ders
subject

Physics is my weak subject. - Fizik benim zayıf dersim.

We study many subjects in high school. - Lisede birçok konuda ders alıyoruz.

ders
instruction

Instructional videos are a key component of many online courses. - Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.

ders
moral

What's the moral of this story? - Bu hikayeden alınacak ders nedir?

Did you understand the moral of this story? - Bu hikayeden alınacak dersi anladın mı?

ders
period

Tom went to talk to Mary as soon as the period ended. - Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti.

In this school, a period is fifty minutes long. - Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.

ne dersin
how about

How about something cold to drink? - İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?

How about taking a walk? - Yürüyüş yapmaya ne dersin?

ders
teaching

Our principal does no teaching. - Okulu müdürümüz derse girmez.

Tom is teaching a class right now. - Tom şu anda bir sınıfa ders veriyor.

ders
training
ders
lesson, class, course, lecture, subject; lesson, moral, example, warning
Ne dersin
What about ...?, How about ...?
ders
(ibret) one in the eye
ders
morals
ders
object lesson
ders
lesson, class; course
ders
warning, example, lesson
ders
example

We should follow his example. - Biz onun dersini izlemeliyiz.

eller ne derse dersin
no matter what they say
eller ne derse dersin
no matter what others say
ne denir?/ dersin
(Konuşma Dili) What can you say?/There's nothing you can say
ne dersin
(Konuşma Dili) What do you think?
ne dersin?
a penny for your thoughts
التركية - التركية

تعريف dersin في التركية التركية القاموس.

ders
Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi: "Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu."- S. F. Abasıyanık
DERS
(Osmanlı Dönemi) Tenbih, tâlimat, vazife. Bir şeyi öğrenmek için muallim veya o işi iyi bilen birisinden azar azar alınan vazife
DERS
(Osmanlı Dönemi) Akıl
ders
Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre. Öğrencinin öğrenmek zorunda olduğu bilgi: "Bir yakınlık kurmak için derslerini soracak oluyordu."- N. Cumalı
ders
Bir olayın bellekte bıraktığı öğretici iz, öğüt, ibret: "En iyisi, kıyının verdiği şu ekoloji dersini uygulamak mı dersiniz?"- H. Taner
Ders
sebak
ders
Öğretmenin öğrenciye sınıfta, belirli bir sürede verdiği bilgi
ders
Bir olayın bellekte bıraktığı öğretici iz, öğüt, ibret
ders
Öğrencinin öğrenmek zorunda olduğu bilgi
ders
Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre