deneyim

listen to the pronunciation of deneyim
التركية - الإنجليزية
experience

From my own experience, illness often comes from sleeplessness. - Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.

Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad. - Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.

(Askeri,Felsefe) experiment

Ignoring the fact that the conditions were slightly different, the results of our experiment were identical with Robinson's. - Şartların biraz farklı olduğunu göz ardı edersek, deneyimizin sonuçları Robinson'ınkiyle aynıydı.

Tom likes experimenting. - Tom deneyimi seviyor.

practice
human experimentation
tentative
experiencing
experimenting

Tom likes experimenting. - Tom deneyimi seviyor.

experimentation
1.experience
deneyim kazanmak
gain experience
deneyim yaşamak
experience
deneyim edilmiş
experienced
deneyim edinmek
gain experience
deneyim elde etmek
gain experience
deneyim etme
experiencing
deneyim kazanmak
become experienced
deneyim sahibi olmak
gain experience
deneyim sağlamak
gain experience
deneyim kazanmak
Gain experience(s)
deneyim kazandırmak
bring experience
deneyim kazanmak
practice
deneyim kazanmak
to become experienced
deneyim kazanmak
practise
cinsel deneyim
sexual experience
deneyimler
experiences

Tom had some very unusual experiences. - Tom'un bazı çok olağandışı deneyimleri vardı.

He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears. - Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.

klinik deneyim
(Tıp) clinical experience
mesleki deneyim
(Ticaret) work experience
ilk deneyim
baptism
التركية - التركية
Tecrübe

Ben bunun en iyi yol olduğunu tecrübe ile öğrendim. - Ben bunun en iyi yol olduğunu deneyimle öğrendim.