تعريف damage to في الإنجليزية التركية القاموس.
- zarar
- hasar vermek
- (Fiili Deyim ) zarar vermek , hasar oluşturmak
- damage
- zarar vermek
Bilim adamları bir gecede bir bardak kırmızı şarap sağlığa zarar vermek için yeterlidir diyor.
- One glass of red wine a night is enough to damage health, say scientists.
- damage
- hasar
Tayfundan gelen hasar büyüktü.
- The damage from the typhoon was enormous.
Ben, hasar için ödeme yaptım.
- I paid for the damage.
- damage
- zarar
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
- The roof was damaged by the storm.
Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
- The flood did great damage to the crops.
- damage
- hasar yapmak bozmak
- damage
- {f} bozmak
- damage
- {f} hasara uğratmak
- damage
- {i} k.dili. masraf, fiyat
- damage
- {f} değerini düşürmek
- damage
- maliyet/zarar
- damage
- dili masraf
- damage
- (Tekstil) avarya, hasar
- damage
- fiyat
- damage
- muhatara
- damage
- (Tıp) damaj
- damage
- (Ticaret) değer kaybı
- damage
- zarara sokmak
- damage
- dokunca
- damage
- (Osmanlıca) izrar
- damage
- zarara uğratmak
- damage
- (Biyokimya) yara
- damage
- hasar vermek
- damage
- zedelemek
- damage
- (Biyokimya) bere
- damage
- (Tıp) zedelenme
- damage
- (Ticaret) zarar ziyan
- damage
- ziyan
Tom zarar ziyan için para ödemek zorunda kaldı.
- Tom had to pay for damages.
- damage
- {i} maliyet
- damage
- {f} zarar ver
Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.
- The drought damaged all the crops there.
Sigara içmek akciğerlerinize zarar verir.
- Smoking does damage your lungs.
- damage
- {i} masraf
- damage
- {f} hasar yapmak
- damage
- hasarları
- damage
- hasarı
- damage
- hasara
- damage
- hasare
- damage
- (Askeri) HASAR: Bir eşyanın kıymetine veya işe yararlık derecesine zarar veren durum. Bir mal, dış görünüşü bakımından hasara uğrayabilir veya işe yararlılık süresi değişebilirse de, yine hizmete elverişli kalabilir veya daha az işe yarar bir duruma girebilir. Bknz. "nuclear damage (land warfare) "
- damage
- {f} hasar ver
Fırtına onun malına büyük hasar verdi.
- The storm did great damage to her property.
Patlama binaya büyük bir hasar verdi.
- The explosion did a lot of damage to the building.