تعريف dalı في التركية الإنجليزية القاموس.
- virology
- The branch of microbiology that deals with the study of viruses and viral diseases
- the branch of medical science that studies viruses and viral diseases
- the scientific study of viruses or of the diseases caused by them. Branch of microbiology that deals with the study of viruses. Viruses were not closely examined until 1892, when a Russian bacteriologist observed that the agent of tobacco mosaic disease could pass through a filter that did not permit the passage of bacteria. Modern virology began in the early 20th century, when the existence of bacteriophages was discovered. Direct visualization of viruses became possible after the electron microscope was introduced ( 1940)
- The study of viruses and viral disease
- = A branch of Microbiology and Medicine which studies the viruses
- The study of viruses and viral diseases
- the study of viruses and diseases caused by viruses
- {i} branch of science dealing with viruses and viral infections and disease
- dal
- branch
History is a branch of the humanities.
- Tarih beşeri bilimlerin bir dalıdır.
Tom cut some branches off the apple tree.
- Tom elma ağacından bazı dallar kesti.
- dal
- {f} dive
Bill dived into the river to save the drowning child.
- Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
Pat stripped off his clothes and dived in.
- Pat elbiselerini çıkardı ve içeri daldı
- dal
- offshoot
- dal
- twig
The tree has too many twigs and branches.
- Ağacın pek çok sürgünleri ve dalları vardır.
Tom heard a twig crack.
- Tom bir dalın çatladığını duydu.
- dal
- phylum
- hurma dalı
- palm
- bilim dalı
- science
We are the pioneers of this new branch of science.
- Biz bu yeni bilim dalının öncüleriyiz.
Physics is a branch of science.
- Fizik bir bilim dalıdır.
- dal
- outgrowth
- dal
- (Bilgisayar) axis
- dal
- (İnşaat) dendrite
- dal
- department
- dal
- (Tıp) division
- dal
- section
- dal
- ramus
- dal
- {i} branching
- dal
- {f} duck
Why don't we duck back inside?
- Niçin içeri dalmıyoruz?
- dal
- embranchment
- dal
- posterior
- dal
- {f} dived
Bill dived into the river to save the drowning child.
- Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
Pat stripped off his clothes and dived in.
- Pat elbiselerini çıkardı ve içeri daldı
- dal
- back
Why don't we duck back inside?
- Niçin içeri dalmıyoruz?
I fell asleep before father came back home
- Babam eve dönmeden önce uykuya daldım.
- ana bilim dalı
- Major Field of Study
- bitki dalı
- branch plants
- dal
- diving
Tom didn't have the courage to try sky diving.
- Tom'un gökyüzü dalışını deneyecek cesareti yoktu.
How many times a year do you go scuba diving?
- Yılda kaç kez aletli dalışa gidersin?
- dal
- sprigs
- dal
- branching out
- iktisat anabilim dalı
- (University) Department of economics
- spor dalı
- sport
- akıl hastalıkları bilim dalı
- psychiatry
- ayak hastalıkları bilim dalı
- podiatry
- ağaç dalı
- bough
- ağaç dalı
- bough, tree branch
- aşı dalı
- cutting
- bahar dalı
- sprig
- bakterileri inceleyen bilim dalı
- bacteriology
- bilim dalı
- discipline
Linguistics is the discipline which aims to describe language.
- Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.
- bilim dalı
- field
- bilimsel çalışma dalı
- scientific study field
- bindiği dalı kesmek
- cut one's own throat
- bindiği dalı kesmek
- to cut one's own throat
- bronz meşe dalı rozeti
- (Askeri) bronze oak leaf cluster
- dal
- subsection
- dal
- ramification
- dal
- bough
It is about time we bought a new microwave oven.
- Yeni bir mikro dalga fırın almamızın zamanı geldi de geçti.
Mary bought Tom a copy of How to Win Friends and Influence People, by Dale Carnegie.
- Mary Tom'a Dale Carnegie tarafından yazılmış Nasıl dost kazanılır ve insanları nasıl etkilersin'in bir kopyasını satın aldı.
- dal
- offset
- dal
- naked, bare, uncovered (used only in compounds)
- dal
- branch, bough, offshoot; branch, subdivision
- dal
- (ince) twig
- dal
- arm
The baby was sound asleep in her mother's arms.
- Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
- dal
- lap
I fell asleep with my laptop on.
- Laptopum açıkken uykuya daldım.
- dal
- gatecrash
- dini inançları savunan ilâhiyat dalı
- apologetics
- dünyanın sonu ve öbür dünyayı anlatan bilim dalı
- eschatology
- dış dünyalardaki canlıları inceleyen bilim dalı
- exobiology
- hastalık belirtilerini ele alan bilim dalı
- symptomatology
- hurma dalı
- palm branch
- iç salgı bezleri bilim dalı
- endocrinology
- kadın hastalıkları bilim dalı
- gynaecology [Brit.]
- kadın hastalıkları bilim dalı
- gynecology
- kanserojen etmenleri araştıran bilim dalı
- carcinology
- memeliler bilim dalı
- mammalogy
- sepetçi söğüdü dalı
- wicker
- solunum dalı
- anat . bronchus
- söğüt dalı
- withy
- süre ölçümleriyle ilgili mekanik dalı
- chronometry
- uzmanlık dalı
- province
- yerkabuğu kütlelerini inceleyen bilim dalı
- petrography
- zeytin dalı
- olive branch
An olive branch symbolises peace.
- Bir zeytin dalı barışı simgeler.
An olive branch symbolizes peace.
- Bir zeytin dalı barışı sembolize eder.
- zeytin dalı uzatmak
- (deyim) hold out an olive branch
- zeytin dalı uzatmak
- hold out the olive branch
- öğeleri en basite indirgeyen sanat dalı
- minimal art