They excluded John from the club.
 - Onlar John'ı kulüpten dışladılar.
Others were excluded too, right?
 - Diğerleri de dışlandı, değil mi?
Layla was ostracized by society.
 - Leyla toplum tarafından dışlandı.
I was basically ostracized.
 - Temel olarak dışlanmıştım.