Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
 - Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
Speech is external thought, and thought internal speech.
 - Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.
Between the inner and outer planets is an asteroid belt.
 - İç ve dış gezegenler arasında bir asteroit kuşağı vardır.
The outer part of the ear is made of cartilage.
 - Kulağın dış tarafı kıkırdaktan yapılmıştır.
Sami's body had no outward sign of visible trauma.
 - Sami'nin cesedinde hiçbir görünür dış travma işareti yoktu.
A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
 - Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
 - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
The government was obliged to make changes in its foreign policy.
 - Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
I'm going to go out this afternoon.
 - Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
I can't go out because I have a lot of homework.
 - Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
Be sure to turn off the gas before you go out.
 - Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.
You are off the point.
 - Konunun dışına çıktın.
Tom doesn't play outdoors much.
 - Tom dışarıda çok oynamaz.
It is getting dark outdoors.
 - Dışarıda hava kararıyor.
Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.
 - Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.
Don't be fooled by appearances.
 - Dış görünüşlere aldanmayın.
No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
 - Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
Innovators think outside the box.
 - Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.
Shall we take this outside?
 - Bunu dışarı götürelim mi?
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
 - Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
The exosphere is the outermost layer of our atmosphere.
 - Egzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
How do scientists detect exoplanets?
 - Bilim adamları dış gezegenleri nasıl tespit ediyor?
I never go out without buying something.
 - Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.
It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
 - Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.