They excluded John from the club.
- Onlar John'ı kulüpten dışladılar.
We cannot exclude feeling from our experience.
- Duyguyu tecrübemizden dışlayamayız.
Layla was ostracized by society.
- Leyla toplum tarafından dışlandı.
I was basically ostracized.
- Temel olarak dışlanmıştım.
Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
- Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
Speech is external thought, and thought internal speech.
- Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.
Between the inner and outer planets is an asteroid belt.
- İç ve dış gezegenler arasında bir asteroit kuşağı vardır.
The cerebral cortex is the brain's outer layer.
- Serebral korteks beynin dış katmanıdır.
A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
- Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
Sami's body had no outward sign of visible trauma.
- Sami'nin cesedinde hiçbir görünür dış travma işareti yoktu.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Have you ever been to a foreign country?
- Hiç yurt dışında bulundun mu?
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
I'm going to go out this afternoon.
- Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
He rushed out of the office.
- O ofisten dışarı fırladı.
You are off the point.
- Konunun dışına çıktın.
She shooed him outdoors.
- O onu dışarı kışkışladı.
Today, we have to sleep outdoors.
- Bugün, dışarıda uyumak zorundayız.
Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.
- Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.
Don't be fooled by appearances.
- Dış görünüşlere aldanmayın.
Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
- Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
Shall we take this outside?
- Bunu dışarı götürelim mi?
Could we have a table outside?
- Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
Wisdom does not preclude love.
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
- Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
The exosphere is the outermost layer of our atmosphere.
- Ekzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
The exosphere is the outermost layer of our atmosphere.
- Egzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
Tom told Mary that it was too cold to go outside without a coat.
- Tom Mary'ye paltosuz dışarı gidilmeyecek kadar çok soğuk olduğunu söyledi.
She went out without saying good-bye.
- Hoşça kal demeden dışarı çıktı.