الإنجليزية - التركية
تعريف constantly, continually في الإنجليزية التركية القاموس.
- sürekli, sürekli
- all the time
- hep
Tom ve ben hep kavga ederiz.
-Tom and I fight all the time.
Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun?
-I don't understand. Why do you hang out with her all the time?
- all the time
- her zaman
O her zaman orada kaldı.
-He stayed there all the time.
The New York Times onun galerisini her zaman eleştirir.
-The New York Times reviews her gallery all the time.
- all the time
- ıf.sürece: prep.her zaman
- all the time
- boyuna
- all the time
- sürekli
Tom, onlar ilkokuldayken, sürekli Mary'ye sataşırdı.
-Tom used to pick on Mary all the time when they were in elementary school.
Tom sürekli Mary hakkında düşünüyor.
-Tom thinks about Mary all the time.
- all the time
- her zaman, daima, hep
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف constantly, continually في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- all the time
constantly, continually
الواصلة
constantly, con·ti·nu·al·lyالنطق
Resimler
السابق
المفضلات