Şu anki pozisyonumdan memnunum.
 - I am content with my current position.
Tom Mary'nin şu anki işinden istifa etmesi ve yeni bir tane bulması gerektiğini önerdi.
 - Tom suggested that Mary should resign from her current job and find another one.
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
 - I try to keep current with important news.
Güncel teknolojiyi kullanıyor musun?
 - Do you use current technology?
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
 - In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
 - If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
 - The old belief is still widely current.
Şimdiki evimiz çok küçük, bu yüzden taşınmaya karar verdi.
 - Our current house is too small, so we decided to move.
Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.
 - Tom is Mary's current boyfriend.
Bir anafor, suyun dairesel bir akımıdır.
 - An eddy is a circular current of water.
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
 - Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.