cidden

listen to the pronunciation of cidden
التركية - الإنجليزية
seriously

He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life. - Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum.

Do you seriously want to race me? - Cidden benimle yarışmak istiyor musun?

truly
right
really

Can someone help me fish out the remote from under the couch? It's really stuck in there. - Biri koltuğun altından uzaktan kumandayı çıkarmama yardım edebilir mi? Cidden sıkışmış oraya.

I think Tom really doesn't know the answer. - Bence Tom cevabı cidden bilmiyor.

real

It's really easy for me to speak Japanese. - Benim için Japonca konuşmak cidden kolay.

I'm real sorry about that. - O konuda cidden üzgünüm.

yes indeed
truly, really, for real
for real
indeed
momentously
in earnest
really, indeed, seriously, truly
1.in earnest, seriously, for real
momentous
التركية - التركية
Şakasız olarak, gerçekten
Şakasız olarak, gerçekten: "Adı o zaman, cidden kötüye çıkmıştı."- A. İlhan
CİDDEN
(Osmanlı Dönemi) Şaka olmayarak. Gerçekten. Ciddi olarak