الإنجليزية - التركية
تعريف by violence في الإنجليزية التركية القاموس.
- zorla
- zor kullanarak
- zorlamayla
- rob
- soymak
Bu, bankayı soymak için iyi bir zaman.
-This is a good time to rob the bank.
Sami, Leyla'yı soymak istedi.
-Sami wanted to rob Layla.
- compulsorily
- Mecburen
- rob
- {f} soygun yapmak
- compulsorily
- mecburiyetten
- rob
- (Arılık) yağmalamak
- compulsorily
- zorla
- rob
- soy
İki soyguncu bir mağazaya girdi.
-Two robbers broke into a store.
Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
-One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
- rob
- çalmak
- compulsively
- tutkudan doğacak şekilde
- compulsively
- dürtü etkisiyle
Sen dürtü etkisiyle şikayet ediyorsun.
-You complain compulsively.
Tom dürtü etkisiyle her gün cümleler yazar.
-Tom compulsively writes sentences every day.
- compulsively
- zorlayıcı olarak
- compulsorily
- zorunlu bir şekilde
- compulsorily
- (zarf) mecburen
- rob
- başkasının para veya eşyasını alıp soymak
- rob
- {f} yağmalamak, talan etmek
- rob
- {f} yoksun bırakmak
- rob
- adam soymak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف by violence في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {a} compulsively
- {a} compulsorily
- rob
by violence
الواصلة
by vi·o·lenceالتركية النطق
bay vayılınsالنطق
/ˈbī ˈvīələns/ /ˈbaɪ ˈvaɪələns/
Resimler
فيديوهات
... ' the greatest failure we've had with regards to ' to gun violence in some respects ...
... opportunity they deserve and perhaps less violence from that. But let me mention another ...
السابق
المفضلات