Bazı kadınlar sutyen giymez.
- Some women don't wear bras.
Sami, Leyla'nın sütyenini çaldı.
- Sami stole Layla's bra.
Lütfen külot ve sütyenin hariç tüm elbiselerini çıkar.
- Please take off all your clothes except your underpants and bra.
Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- True friendship is priceless.
Batman, Robin ile arkadaştır.
- Batman is friends with Robin.
Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
- My university friend is against terror.
Onun birçok tanıdıklar ancak birkaç arkadaşı var.
- He has many acquaintances but few friends.
Japonların tanıdıklarına karşı çok cana yakın oldukları ve tanımadıklarına çok ilgisiz oldukları söyleniyor.
- It is said that the Japanese are very friendly to those that they know, and very indifferent to those they don't.
Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
- My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.
Tom Mary'nin o kadar cana yakın olacağını ummuyordu.
- Tom didn't expect Mary to be so friendly.
Bütün arkadaşları onun planını destekledi.
- All his friends backed his plan.
Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
- Your father's friends aren't his only supporters.
Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.
- I'm trying to help a friend.
Ona yardımcı olacak arkadaşı yoktu.
- He had no friend to help him.
Ob-la-di, ob-la-da, life goes on, bra, la-la how the life goes on ~ Lennon/McCartney, Ob-La-Di, Ob-La-Da, 1968.
Just say no to exposed bra straps unless you are in your boudoir in French knickers and a matching balconette-bra ensemble.
It was as if I'd stepped into Patrick Bateman's American Psycho flat circa 1986: black cotton sheets and red satin throw, plus, disconcertingly, a pair of translucent lace Agent Provocateur knicks and balcony bra lying casually on the red chaise longue.