Tom told Mary that she was wasting her time.
- Tom Mary'ye zamanını boşa harcadığını söyledi.
I don't approve of your wasting time.
- Zamanı boşa harcamanı uygun bulmuyorum.
I think we've wasted enough of your time.
- Bence zamanınızdan yeterince boşa harcadık.
McClellan wasted no time.
- McClellan zamanı boşa harcamadı.
McClellan wasted no time.
- McClellan zamanı boşa harcamadı.
Let's hurry so as not to waste time.
- Zamanı boşa harcamamak için acele edelim.