They helped one another to make the school festival a success.
- Okul festivalini başarılı yapmak için birbirlerine yardımcı oldular.
People should be honest with one another.
- İnsanlar birbirlerine karşı dürüst olmalı.
Rainy days seemed to follow one another all summer.
Alan Tate and I looked at one another for a while.
- Alan Tate ve ben bir süre birbirimize baktık.
We helped one another.
- Birbirimize yardımcı olduk.
We don't know each other.
- Biz birbirimizi tanımıyoruz.
Japan and China differ from each other in many ways.
- Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.
Everything is interconnected.
- Her şey birbirine bağlıdır.
Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected.
- Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.