Explain it once more, Jerry.
- Onu bir kez daha açıkla, Jerry.
She'll try it once more.
- O onu bir kez daha deneyecek.
France and Britain were at war once again.
- Fransa ve İngiltere bir kez daha savaştaydı.
You are entitled to try once again.
- Bir kez daha deneme hakkın var.
I will never fall in love again.
- Bir daha asla âşık olmayacağım.
I didn't meet him again after that.
- Ondan sonra bir daha onunla karşılaşmadım.
If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times.
- Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.
Open your mouth one more time and I will beat you up!
- Ağzını bir kez daha açarsan seni pataklayacağım!
I don't want to lose Fadil all over again.
- Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
He finished the beer and ordered another.
- O, birayı bitirdi ve bir tane daha ısmarladı.
Can I get you another one?
- Size bir tane daha alabilir miyim?