A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
Do you know where your father went?
- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
They knew they must fight together to defeat the common enemy.
- Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
Everybody knew she could speak English well.
- Onun iyi İngilizce konuşabildiğini herkes biliyordu.
There is no knowing which team will win.
- Hangi takımın kazanacağını bilmek zor.
Knowing is nothing, imagination is everything.
- Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir.
Ken didn't know what to say next.
- Ken gelecek defa ne söyleyeceğini bilmiyordu.
I invited Ken, Bill and Yumi.
- Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.
The firm is known for its high-quality products.
- Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.
Mr Hashimoto is known to everyone.
- Bay Hashimoto herkes tarafından bilinir.