benzinlik

listen to the pronunciation of benzinlik
التركية - الإنجليزية
filling station
gas station
petrol station
{k} filling station, gas station
petrol station, filling station
benzin
gasoline

Gasoline is sold by the liter. - Benzin litre ile satılır.

Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking. - Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

benzin
petrol

Shortly after the fire started, the petrol station exploded. - Yangın başladıktan kısa bir süre sonra benzin istasyonu patladı.

Our car ran out of petrol after ten minutes. - On dakika sonra arabamın benzini bitti.

benzin
gas

I usually gas up the car at this service station. - Ben, genellikle bu servis istasyonunda arabaya benzin alırım.

He contrived a new engine that does not use gas. - O, benzin kullanmayan yeni bir motor icat etti.

benzin
{i} fuel

Tom looked down at the fuel gauge. - Tom benzin göstergesine baktı.

Gasoline is used for fuel. - Benzin yakıt için kullanılır.

benzin
gasolin
benzin
(Otomotiv) petroleum
benzin
(Jeoloji) benzene
benzin
(Otomotiv) volatility
benzin
cleaner's naphtha
benzin
gasolene
benzin
benzine
benzin
petrol, gas, gasoline
benzin
benzoline
benzin
{i} juice
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف benzinlik في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

benzin
{i} fuel, petrol, solvent used in industry
التركية - التركية
Benzin istasyonu, akaryakıt istasyonu
benzin
Bir tür organik yağ çözücü
benzin
Petrolün damıtılması ile elde edilen, özgül ağırlığı yaklaşık 0,65 olan, renksiz, uçucu, kendine özgü kokusu bulunan bir sıvı
benzin
Benzen
الإنجليزية - التركية

تعريف benzinlik في الإنجليزية التركية القاموس.

benzin
(Tıp) (e) Benzin (yağ, kauçuk, reçina vs. eritmek için kullanılan bir sıvı)