الإنجليزية - التركية
تعريف being in the state of matrimony; wedded; as, a married man or woman في الإنجليزية التركية القاموس.
- married
- evli
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
-Some young Japanese people prefer being single to being married.
Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli.
-Felicja is married to a handsome man called Lazarz.
- married
- (sıfat) evli
- married
- evlilik
Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım.
-I was disillusioned at his married life.
Tom ve Mary'nin on üç yıllık mutlu bir evlilikleri var.
-Tom and Mary have been happily married for thirteen years.
- married
- evlilikle ilgili
- married
- {f} evlen
Onlar Noel Yortusu'nda evlendiler.
-They married on Christmas Eve.
Onunla Haziran'da evleneceğim.
-I'm getting married to her in June.
- married
- marry evlendir/evlen
- married
- evliliğe veya evlilere
- married
- {s} to ile evli
- married
- {s} evliliğe/evlilere özgü
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف being in the state of matrimony; wedded; as, a married man or woman في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- married
being in the state of matrimony; wedded; as, a married man or woman
الواصلة
be·ing in the state of matrimony; wedded; as, a mar·ried man or wo·manالنطق
Resimler
السابق
المفضلات