Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
 - Some officials may have been corrupted.
Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.
 - The official in charge let me in.
Tayca Tayland'ın resmî dilidir.
 - Thai is the official language of Thailand.
Tayca, Tayland'ın resmi dilidir.
 - Thai is the official language in Thailand.
Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.
 - Many high-level officials attended the meeting.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
 - Canadian officials weighed the supplies of each man.
Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi.
 - A customs official asked me to open my suitcase.
Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek.
 - Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
 - Government officials inspected all factories.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
 - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Devlet başkanına yalnızca yüksek memurlar ulaşabiliyordu.
 - Only high officials had access to the President.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
 - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.