Aile, akşam yemeğini birlikte yedi.
- The family ate dinner together.
Birlikte çalışmayı kabul ettiler.
- They agreed to work together.
Tüm gün beraber oynamaya bayılırlardı.
- They loved to spend all day playing together.
Ara sıra beraber balığa gideriz.
- We go fishing together once in a while.
Tom eşyalarını topluyor.
- Tom is getting his things together.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
- It snowed for many days together.
Biz düzenli olarak bir araya gelme alışkanlığını edindik.
- We made a habit of getting together regularly.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
- It snowed for many days together.
Tom ve Mary birlikte sakin bir anın tadını çıkardı.
- Tom and Mary enjoyed a quiet moment together.
Eşyalarını bir arada tut.
- Keep your stuff together.
Sen havluları ve temizlik bezlerini bir arada tutmamalısın.
- You shouldn't keep towels and cleaning rags together.
He’s really together.
We went to school together.
He put all the parts together.
... because I had the chance to pull together a cabinet and all the applicants seemed to ...
... What we did, in a legislature 87 percent Democrat, we worked together. Two hundred legislators ...