Onlar çalınan parayı buldular.
- They found the stolen money.
O, çalınan cüzdanını kurtardı.
- He recovered his stolen wallet.
Tom nehirde yüzmeye gitti, ama o dışarı çıktığında elbiseleri çalınmıştı.
- Tom went swimming in the river, but when he got out, his clothes had been stolen.
Tom Mary'ye çalınmış bir kemanı satmayı önerdi.
- Tom offered to sell Mary a stolen violin.
Dün gece bisikletimi çaldırdım.
- I had my bicycle stolen last night.
Dün gece arabam çalındı.
- I had my car stolen last night.
... My wallet was stolen. ...
... NOTHING TASTES BETTER THAN SOMETHING STOLEN FROM A BABY. ...