En kötüsü için hazır olmalısınız.
- You should be ready for the worst.
Bugün erkenden hazır olmak için dün eşyalarını topladı.
- She packed yesterday, so as to be ready early today.
Ben sizinle birlikte gitmek için hazırım.
- I am ready to go with you.
Onlar düşman tarafından vurulma riskini göze almaya hazırdılar.
- They were ready to run the risk of being shot by the enemy.
... So are we ready to switch to the overhead? ...
... We are finally ready to expand out of our African home ...