O, niyetinde oldukça kararlıydı.
- He was quite decided in his determination.
O zaman ben de Muhafazakarım dedi Anne kararlı bir şekilde.
- Then I'm Conservative too, said Anne decidedly.
Sanırım o kararlaştırılmış.
- I guess it's decided.
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
- I decided to be happy because it's good for my health.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
Her şey pazartesi günü belli olacak.
- Everything will be decided on Monday.
Duvarları açık maviye boyamaya karar verdik.
- We've decided to paint the walls light blue.
O, neye karar verildiğini uzun uzadıya açıkladı.
- He explained at length what had been decided.
Odadaki atmosfer kesinlikle soğuktu.
- The atmosphere in the room was decidedly frosty.
Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
- Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
Benim tartışmasız tercihim bu seçeneklerden dördüncüsü ve sonuncusudur.
- My decided preference is the fourth and the last of these alternatives.
... but the human skills decided limited to be like that joke about how can you tell ...
... So Stamatis decided, well, if I only have nine months left, ...