Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.
- A government suffers from civil affairs.
Bazı siviller öldürüldü.
- Some civilians were killed.
Medeniyet nükleer savaş tarafından tehdit edilmektedir.
- Civilization is now threatened by nuclear war.
Tom Akdenizin eski medeniyetlerinin öğrenimini görüyor.
- Tom is studying the ancient civilizations of the Mediterranean.
Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir resmini verir.
- This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
Eğer tarih bize bir şey öğrettiyse, o da özel mülkiyetin medeniyetin ayrılmaz bir parçası olduğudur.
- If history could teach us anything, it would be that private property is inextricably linked with civilization.
20 yıl önce,kolejin hemen adından kamu hizmetine girdi.
- He entered civil service 20 years ago right after college.
Ona kibar bir cevap yazacağım.
- I will write him a civil answer.
Yerini yaşlı adama teklif etmesi, onun nazik bir davranışıydı.
- It was civil of him to offer his seat to the old man.
Bu bir iç savaş engelledi.
- It prevented a civil war.
Davis, iç savaş istemiyordu.
- Davis did not want civil war.
Eski bir uygarlıkla ilgili kalıntılar bulduk.
- We discovered relics of an ancient civilisation.
Antik uygarlıkların kalıntılarını korumaya çalışmalıyız.
- We must try to preserve the remains of ancient civilizations.
She went into civil service because she wanted to help the people.
... think about what other civil society actors can do to help ...
... It's all sorts of civil society groups, and it's huge ...