O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.
- He was so startled that he ran outside barefoot.
Tom yalınayak gitmeye karar verdi.
- Tom decided to go barefoot.
Çıplak ayakla dolaşmayı severim.
- I like walking around barefoot.
Çimlerin üzerinde çıplak ayakla dolaşmayı severim.
- I love walking barefoot on the grass.
Çocuklar çıplak ayaklıydılar.
- The children were barefoot.
Tom daima çıplak ayaklıdır.
- Tom is always barefoot.
... the barefoot foundation and when gore and an actually that had none ...
... with one goal and the barefoot foundation and and this is atop voted ...