You said you had connections.
- Sen bağlantılarının olduğunu söyledin.
He got the job by virtue of his father's connections.
- O, babasının bağlantıları sayesinde işi aldı.
Would you like to exchange links?
- Bağlantıları değiştirmek ister misin?
Here are some interesting links.
- İşte bazı ilginç bağlantılar.
You should cut off your connections with that group.
- O grupla bağlantıları kesmelisin.
He got the job by virtue of his father's connections.
- O, babasının bağlantıları sayesinde işi aldı.
Scientists have learned that, throughout Earth's history, temperature and CO2 levels in the air are closely tied.
- Bilimciler dünya'nın tarihi boyunca, sıcaklık ve havadaki CO2 seviyelerinin yakından bağlantılı olduğunu öğrendiler.
The two nations have strong trade ties.
- İki ulusun güçlü ticaret bağlantısı var.
Would you like to exchange links?
- Bağlantıları değiştirmek ister misin?
A chain is made up of many links.
- Bir zincir birçok bağlantıdan oluşur.
I think it's time for me to contact her.
- Sanırım onunla bağlantı kurmamın zamanıdır.
Even though we were supposed to meet at 10, I've had no contact with them. I wonder if they've had an accident.
- Saat onda buluşmamız gerekiyorken, onlarla bağlantı kuramadım. Onların kaza geçirip geçirmediğini merak ediyorum.
I keep in touch with my parents by mail.
- Ebeveynlerimle posta yoluyla bağlantı kuruyorum.
Tom can get in touch with Mary by email.
- Tom, Mary ile e-posta vasıtasıyla bağlantı kurabilir.
Do any of you have anything to say in connection with this?
- Sizden birinin bununla bağlantılı olarak söyleyecek bir şeyi var mı?
I've got a connecting flight.
- Bağlantılı bir uçuşum var.
My computer doesn't seem to be connecting to the printer.
- Bilgisayarım yazıcıya bağlantılı gibi görünmüyor.