This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict.
- Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.
There are tough penalties for motorists who choose to ignore speed restrictions in school zones.
- Okul bölgelerinde hız kısıtlamalarını görmezden gelmeyi seçen sürücüler için sert cezalar var.
Riparian zones are narrow strips of land located along the banks of rivers.
- Kıyı bölgeleri nehirlerin kıyısı boyunca yer alan arazinin dar arazi şeritleridir.
The weather is more changeable in mountain regions than in any other district.
- Hava, dağlık bölgelerde diğer bölgelerden daha değişkendir.
Sunspots are regions of the Sun where the solar magnetic field is very strong.
- Güneş lekeleri güneş manyetik alanının çok güçlü olduğu Güneş bölgeleridir.
The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir.
Agriculture is developed in the most fertile lands of the region.
- Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.
Plans for a new trade zone are still on the drawing board.
- Yeni bir ticaret bölgesi için planlar henüz çalışma aşamasında.
The treaty gave the United States a canal zone.
- Anlaşma, Amerika Birleşik Devletleri'ne bir kanal bölgesi verdi.
This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
- Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
She stayed in that area for a short while.
- O, kısa bir süre o bölgede kaldı.
The district is short of water.
- Bölge su sıkıntısı içinde.
The district attorney wasn't content with a two-year sentence.
- Bölge başsavcısı iki yıllık cezadan memnun olmadı.
French is spoken in France and in some parts of Italy.
- Fransızca Fransa'da ve İtalya'nın bazı bölgelerinde konuşulur.
This flower is found in different parts of Hokkaido.
- Bu çiçek Hokkaido'nun farklı bölgelerinde bulunur.
The armed forces occupied the entire territory.
- Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
Angola was once a Portuguese territory.
- Angola bir zamanlar bir Portekiz bölgesiydi.
Tom has a very bad reputation in certain quarters.
- Tom bazı bölgelerde çok kötü bir üne sahip.
Staten Island is one of the five boroughs of New York.
- Staten Island, New York'un beş bölgesinden biridir.
The treaty gave the United States a canal zone.
- Anlaşma, Amerika Birleşik Devletleri'ne bir kanal bölgesi verdi.
Colonia is a Uruguayan department situated in the south-west of the country.
- Colonia ülkenin güney-batısında yer alan bir Uruguaylı bölgedir.
They began to develop a new industrial site near the river.
- Nehrin kenarında yeni bir endüstri bölgesi kurmaya başladılar.
Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.
- Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.
That island is American territory.
- O ada Amerikan bölgesidir.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
I've caught a lot of fish here. It's a great fishing spot.
- Burada bir sürü balık yakaladım. Burası büyük bir balıkçılık bölgesi.
Wallonia is a beautiful country.
- Valon Bölgesi güzel bir ülkedir.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
See you back at the precinct.
- Seçim bölgesinde görüşürüz.
In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes.
- Kuzey yarımkürede, kuzey kutup bölgesindeki hava sıcaklıkları düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor.
Coastal regions generally have milder climates.
- Kıyı bölgelerinin genellikle daha yumuşak iklimleri vardır.
Not all coastal regions have mild climates.
- Bütün kıyı bölgelerinin ılıman iklimleri yoktur.
In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes.
- Kuzey yarımkürede, kuzey kutup bölgesindeki hava sıcaklıkları düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor.
"Oblast" is a loanword in English. It means region, area, zone, province, district.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
Agriculture is developed in the most fertile lands of the region.
- Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.
The asteroid belt is located in the region between the orbits of Mars and Jupiter.
- Asteroid kuşağı Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasındaki bölgede yer almaktadır.
Canada has thirteen provinces and territories.
- Kanada'nın on üç tane il ve bölgesi vardır.
I like zonal constructed languages.
- Bölgesel yapay dilleri severim.
This is a business section of Tokyo.
- Bu, Tokyo'nun bir iş bölgesidir.
The conflicts among leaders resulted in unhealthy sectionalism.
- Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı.