En sonunda hatasını anladı.
- At last, he realized his error.
Kar taneleri, en sonunda büyük beyaz kuşlara benzeyene kadar büyüdü de büyüdü.
- The snow-flakes seemed larger and larger, at last they looked like great white fowls.
İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.
- The obstacles to our progress have been removed at last.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
- With hunger and fatigue, the dog died at last.
Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
- At last, they began to count down cautiously.
Nihayet, çalışmayı sona erdirdiler.
- At last, they ceased working.
Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.
- At last, they purchased freedom with blood.
O, nihayet IBM'in başkanı oldu.
- He finally became the president of IBM.
Tamam, pekala, Willie nihayet kabul etti.
- Well, OK, Willie finally agreed.
Tom en sonunda Meryem'e sırrı vermeyi kabul etti.
- Tom finally agreed to let Mary in on the secret.
Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.
- Tom finally talked Mary into buying a new computer.
Tom ve Mary nihayet tamamen yalnızdı.
- Tom and Mary were finally completely alone.
Tom sonunda Mary'den bir ders kitabı aldı.
- Tom finally got a text from Mary.
Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
- It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
- At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
Sonunda,gerçeği öğrendik.
- Finally we have learned the truth.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
- The lioness finally gave chase to the gazelle.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
- In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
Son olarak, delegeler oy kullandı.
- Finally, the delegates voted.
After three hundred years had passed, the vampire's soul was at last free.
After exhausting all possibilities, Holmes was at last satisfied the problem was unsolvable.
... the manufacturing sector of the last century is not going to replicate itself in this century. ...
... But when was the last time your doctor put a prescription ...