Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
 - Tom never ceases to amaze me.
Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
 - Your compassion never ceases to amaze me.
Onun hafızası beni şaşırtıyor.
 - His memory amazes me.
Onun akıllılığı sık sık beni şaşırtır.
 - Her cleverness often amazes me.
İkimiz de şaşkınlık içinde gülümsedik.
 - We both smiled in amazement.
El yazısı kullanabilen genç insanların sayısının gitgide azaldığını şaşkınlıkla öğrendim.
 - I was amazed to learn that fewer and fewer young people can write in cursive.