O bir iş arkadaşını arabayla götürdü.
- She gave a lift to a co-worker.
Tom bir iş arkadaşını yaraladı.
- Tom injured a co-worker.
İkisi benim iş arkadaşımdır.
- Both are my colleagues.
Bu Tom, iş arkadaşım.
- This is Tom, my colleague.
Dan testeresi ile bir meslektaşını ciddi biçimde yaraladı.
- Dan seriously injured a co-worker with his chainsaw.
Sami, kadın meslektaşlarıyla dalga geçti.
- Sami made fun of his female co-workers.
Meslektaşlarım beni çok sıcak karşıladı.
- My colleagues welcomed me very warmly.
Tom ve Mary her ikisi de benim meslektaşlarım.
- Tom and Mary are both colleagues of mine.
Tom yirmi altı yaşındayken hayat arkadaşı Mary'yle tanıştı.
- Tom met his life mate, Mary, at the age of twenty six.
Tom ve ben ruh arkadaşlarıyız.
- Tom and I are soul mates.
Planı iş arkadaşlarıyla birlikte yaptı.
- He made the plan along with his colleagues.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.