The gap between them has narrowed.
- Onlar arasındaki aralık daraldı.
I visit my friend's house at intervals.
- Ben arkadaşımın evinini aralıklarla ziyaret ederim.
The volcano erupts at regular intervals.
- Volkan düzenli aralıklarla püskürür.
Leave the door ajar when you go.
- Gittiğiniz zaman kapıyı aralık bırakın.
The door to the house was ajar.
- Evin kapısı aralıktı.
Tom left the door open a crack.
- Tom kapıyı biraz aralık bıraktı.
He will be back a week from today, that is, on December 10.
- O, bugünden itibaren bir hafta sonra geri dönecek, yani, 10 Aralıkta.
Christmas Day is December 25th.
- Noel, 25 Aralık'tadır.
There are 31 days in December.
- Aralıkta 31 gün vardır.
I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
- Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.