apart-from.

listen to the pronunciation of apart-from.
الإنجليزية - التركية

تعريف apart-from. في الإنجليزية التركية القاموس.

apart
ayrı

Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim. - I like to take things apart to see what makes them tick.

O, ebeveynlerinden ayrı yaşıyor. - He lives apart from his parents.

apart from
dışında

Anne ve babasının dışında, hiç kimse şüpheliyi savunmadı. - Apart from his parents, nobody would defend the suspect.

Birkaç imla hatasının dışında, o iyi bir evrak. - It's a good paper, apart from a few spelling mistakes.

apart from
-den başka
apart from
den ayrı
apart from
bir kenara bırakırsak
apart
birbirinden ayrı: The two
apart
parçalar

O, bir saati parçalara ayırdı. - He took apart a watch.

Elektrikli cihazları parçalarına ayırmayı seviyor. - He likes to take electric devices apart.

apart
başka

Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır. - Apart from Barack Obama, all US presidents were white.

Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez. - Apart from my sister, my family doesn't watch TV.

apart
bir yanda
apart from
-den gayrı
apart from
sarfınazar edilirse
apart from
-den ayrı olarak
apart from
den başka
apart from
-i bir kenara bırakırsak
apart from
ile beraber
apart from
ile birlikte
apart
parçalar halinde
apart
uzakta

Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır. - For many books, the covers are too far apart.

Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı. - Tom needs to find an apartment not too far from where he works.

apart
uyuşmayan
apart
bölüm bölüm
apart
bağsız
apart
ayrılmış
apart from
bir yana
apart from
bunun yanısıra
apart
parça parça

Şeyler parça parça oluyor. - Things are coming apart.

apart
set apart ayırmak
apart
müstakil bir şekilde
apart
drift apart sürüklenmek uzaklaşmak
apart
bağımsız olarak
apart
bir tarafa
apart
tedricen ayrı düşmek
apart from
bundan başka
apart from
başka

Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır. - Apart from Barack Obama, all US presidents were white.

Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez. - Apart from my sister, my family doesn't watch TV.

apart from
sayılmazsa, sarfınazar edilirse, bir yana: He's a good man, apart from his drinking. İçki içmesini saymazsak iyi bir adam
apart from
-den ayrı
apart from
ayrıca
apart from
gayr
apart from
sarfınazar
apart from
sayılmazsa
الإنجليزية - الإنجليزية
except for; besides

All right, but apart from the sanitation, the medicine, education, wine, public order, irrigation, roads, a fresh water system, and public health, what have the Romans ever done for us? - Life of Brian.

apart

A handful of examples apart, an English preposition precedes its complement.

barring
With the exception of; besides: Apart from a few scratches, the car was undamaged
besides, except for, in addition to
apart-from.

    الواصلة

    apart-from

    فيديوهات

    ... ALAN RUSBRIDGER: Apart from The Guardian. ...
    ... Second is that apart from the death of the article, isn't ...
المفضلات