anschließend

listen to the pronunciation of anschließend
ألمانية - التركية
yapışık, bitişik; müteakip
yapışık
anschliessend
{'anşli: sınt} bundan sonra, bunu takiben
anschliessend
'anşli: sınt bundan sonra, bunu takiben
الإنجليزية - التركية

تعريف anschließend في الإنجليزية التركية القاموس.

afterwards
daha sonra

Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın. - If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.

Daha sonra bir şey içmek için bize katılmayı planlıyor musunuz? - Do you plan to join us for a drink afterwards?

afterwards
sonraları
afterwards
bilahare
after that
bundan sonra

Tom bundan sonra asla aynı olmadı. - Tom was never the same after that.

Bundan sonra, Mike Hiroshi'ye emniyet kemerini bağlamasını söyler. - After that, Mike tells Hiroshi to fasten his seat belt.

afterwards
sonradan

Duvarı yeşile boyamak için kullanılmış fırçayı kullanmıştı ve sonradan onu temizlemedi. - He'd used the dirty brush to paint the wall green, and he did not clean it afterwards.

Sonradan nasıl hissettiniz? - How did you feel afterwards?

afterwards
sonra

Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın. - If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.

Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın. - Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.

after it
sonra
afterwards
sonrasında

Yemek pişirmekten hoşlanırım ama sonrasında temizlik yapmayı sevmiyorum. - I enjoy cooking, but I don't like the cleaning up afterwards.

Sonrasında üniversitede eğitim görmek için okula gidersin. - You go to school in order to study at university afterwards.

associating
ilişkilendirme
associating
ortaklık etmek
ensuing
birbirini takip et(mek)
after that
ondan sonra

O, ondan sonra zor bir hayat sürdü. - He led a hard life after that.

Ondan sonra, o, eve gitti. - After that, he went home.

afterwards
ondan sonra
ensuing
{s} ertesi
ensuing
birbirini takip et