The English and German sentences have totally different meanings.
- İngilizce ve Almanca cümleler tamamen farklı anlamlara sahiptir.
Different flowers represent different meanings.
- Farklı çiçeklerin farklı anlamları vardır.
It doesn't make sense to me.
- Bana göre bir anlamı yok.
When I found my true identity, my life began to make sense.
- Gerçek kimliğini bulduğumda, hayatım bir anlam ifade etmeye başladı.
Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.
- Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.
The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
- Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
Where a painting's general sense seems clear, moreover, the exact decoding of its content remains in doubt.
- Bir resmin genel anlamı açık görünse de, buna rağmen, onun içeriğinin tam çözümü şüpheli kalır.
You have to read between the lines to know the true intention of the author.
- Yazarın gerçek niyetini bilmek için yazının gerçek anlamını bulmalısınız.
I don't understand what his intentions are.
- Onun niyetlerinin ne olduğunu anlamıyorum.
Some people find it easier to grasp the short-term effects of smoking.
- Bazı insanlar sigaranın kısa vadeli etkilerini anlamayı daha kolay buluyor.
I tried to sound out his views.
- Onun görüşlerini anlamaya çalıştım.
Your thoughts are of no significance at all.
- Düşüncelerinizin hiçbir anlamı yok.
I think you've missed the point.
- Sanırım konuyu anlamadın.
I don't see your point.
- Siz insanları anlamıyorum.
You're arguing semantics.
- Anlambilim tartışıyorsunuz.
YouTube videos are very meaningless.
- YouTube videoları çok anlamsız.
What does this sign mean?
- Bu işaret ne anlama geliyor?
Tom didn't seem to understand your explanation.
- Tom açıklamanı anlamış gibi görünmüyordu.
Your detailed explanation of the situation has let me see the light.
- Durumla ilgili ayrıntılı açıklaman benim anlamamı sağladı.
Understanding one another is important.
- Birinin diğerini anlaması önemlidir.
To understand each other is important.
- Birbirimizi anlamak önemlidir.
I don't understand. Why do you hang out with her all the time?
- Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun?
I don't understand. Why do you hang out with her all the time?
- Anlamıyorum. Niye her zaman onunla takılıyorsun?
Kelimelerin manası kontekste göre değişir.
- Kelimelerin anlamı içeriğe göre değişir.
Bu kelimenin manası nedir?
- Bu sözcüğün anlamı nedir?