O bir bebekken evlat edinilmiştir.
- She was adopted as an infant.
Evlat edinilmiş olduğumu biliyorum.
- I know that I'm adopted.
Bu küresel şirket genel olarak kabul görmüş muhasebe ilkelerini izliyor.
- This global company follows generally accepted accounting principles.
O sorun kabul edildi.
- That problem was accepted.
Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.
- The argument that smoking is injurious has become accepted.
Tom kendinin evlatlık olduğunu biliyor mu?
- Does Tom know he was adopted?
Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı.
- The rich merchant adopted the boy and made him his heir.
Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
- They accepted her as the city's best doctor.
Onun davetini kabul ettim.
- I accepted her invitation.
Tom yeni bir politika benimsedi.
- Tom adopted a new policy.
Onlar teklifi benimsediler.
- They adopted the proposal.
Onlar teklifi benimsediler.
- They adopted the proposal.
Tom yeni bir politika benimsedi.
- Tom adopted a new policy.
Tom'un üvey babası John'dur.
- Tom's adoptive father is John.
Onun üvey ebeveynleri ona karşı gerçek ebeveynlerinden şimdiye kadar olduğundan çok daha nazikti.
- Her adoptive parents are much kinder to her than her birth parents ever were.
Supposing you had one million yen, what would you do with it?
- Angenommen, du hättest eine Million Yen, was würdest du damit machen?