We had to call the locksmith.
- Anahtarcıyı aramak zorundaydık.
It goes without saying that honesty is the key to success.
- Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer
I have left my car keys behind.
- Araba anahtarlarımı unuttum.
He was feeling for the light switch in the dark.
- Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını arıyordu.
Tom clicked the light switch on.
- Tom lamba anahtarını açtı.
Could you pass me that wrench?
- O İngiliz anahtarını bana uzatabilir misin?
I let Tom borrow my wrenches to fix his car.
- Arabasını tamir etmek için Tom'un anahtarlarımı ödünç almasına izin verdim.