Biftek sulu ve gevrek.
 - The roast beef is juicy and tender.
Et gerçekten yumuşak.
 - The meat is really tender.
Gözyaşları, onun yumuşak yanaklarından aşağıya süzüldü.
 - Tears rolled down her tender cheeks.
Şirketinizin teklifi kazandığını duydunuz mu?
 - Have you already heard that your firm has won the tender?
Dünyanın daha fazla duyarlılığa ihtiyacı var.
 - The world needs more tenderness.