Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

an effect in which a copy of a signal is played back later than the original

listen to the pronunciation of an effect in which a copy of a signal is played back later than the original
الإنجليزية - التركية

تعريف an effect in which a copy of a signal is played back later than the original في الإنجليزية التركية القاموس.

delay
ertelemek

O, işini kaybettiği için eğitimini ertelemek zorunda kalacak. - She'll have to delay her education because she lost her job.

delay
geciktirmek

Fadıl nikahı geciktirmek için başka bir mazeret buldu. - Fadil found another excuse to delay the wedding.

delay
gecikmek
delay
gecikme

Otobüsün on dakikalık bir gecikmesi var. - The bus has a delay of ten minutes.

Başka gecikmelerden kaçınmalıyız. - We need to avoid any further delays.

delay
{i} gecikme, geç kalma
delay
yubatmak
delay
yubanmak
delay
geciktir/ertele
delay
(fiil) geciktirmek, ertelemek, gecikmek, geç kalmak; oyalamak, oyalanmak, alıkoymak, savsaklamak
delay
{f} oyalamak
delay
{f} geciktir

Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek. - Possibly, the accident will delay his arrival.

Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi. - The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.

delay
(Askeri) GECİKME: Ateş gemisinden, gözetleyici ve tespit ediciye talep edilen ateş isteğinin hemen yerine getirilemeyeceğine dair rapor. Bunu, normalde tahmini bir gecikme süresi takip eder
delay
{f} savsaklamak
delay
{f} ertelemek, sonraya bırakmak
delay
muhlet
delay
maniolmak
delay
{f} oyalanmak
delay
(Askeri) (RADAR) GECİKTİRME: Bir bütünün belirli parçalarını seçmek için kullanılan zaman esasının başlangıcının elektronik geciktirilmesi
delay
{i} tecil
الإنجليزية - الإنجليزية
delay
an effect in which a copy of a signal is played back later than the original

    الواصلة

    an ef·fect in which a co·py of a sig·nal I·s played back lat·er than the o·rig·i·nal

    التركية النطق

    ın ıfekt în hwîç ı käpi ıv ı sîgnıl îz pleyd bäk leytır dhın dhi ırîcınıl

    النطق

    /ən əˈfekt ən ˈhwəʧ ə ˈkäpē əv ə ˈsəgnəl əz ˈplād ˈbak ˈlātər ᴛʜən ᴛʜē ərˈəʤənəl/ /ən əˈfɛkt ɪn ˈhwɪʧ ə ˈkɑːpiː əv ə ˈsɪɡnəl ɪz ˈpleɪd ˈbæk ˈleɪtɜr ðən ðiː ɜrˈɪʤənəl/
المفضلات