O, elbette İngilizce konuşabilir.
 - She can naturally speak English.
Onun saçı doğal olarak kıvırcık.
 - Her hair is naturally curly.
Bütün insanlar doğal olarak birbirlerinden nefret ederler.
 - All men naturally hate each other.
Nefes alışı kadar doğal şekilde yalan söyler.
 - He lies as naturally as he breathes.
O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.
 - He has a naturally good memory.