Bir ön duruşma 20 Ekim'de planlanıyor.
 - A preliminary hearing is scheduled for October 20th.
Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
 - This is a hearing, not a trial.
Onun büyükbabasının ölümünü işitmesinin ilk şokundan sonra, kız ağlamaya başladı.
 - After the initial shock of hearing of her grandfather's death, the girl started to cry.
Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
 - Hearing this song after so long really brings back the old times.
Ben bu işitme cihazı için 20.000 yen ödedim.
 - I paid twenty thousand yen for this hearing aid.
Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
 - Hearing this song after so long really brings back the old times.
Çocukların keskin bir işitme duyusu var.
 - The kid has a keen sense of hearing.
Tom'un iyi işitme duyusu var.
 - Tom has good hearing.
Sanırım bir işitme cihazına ihtiyacım var.
 - I think I need a hearing aid.
Tom bir işitme cihazı takıyor.
 - Tom is wearing a hearing aid.