abartmayalım

listen to the pronunciation of abartmayalım
التركية - الإنجليزية

تعريف abartmayalım في التركية الإنجليزية القاموس.

abart
exaggerate

Let's not exaggerate the facts. - Gerçekleri abartmayalım.

Tom tends to exaggerate. - Tom abartma eğilimindedir.

abart
{f} exaggerated

He let out an exaggerated groan and put his hand on the doorknob. - O, abartılı bir inleme çıkardı ve elini kapı tokmağına koydu.

The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught. - Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.

abart
play up
abart
{f} exaggerating

Aren't you exaggerating a little? - Biraz abartmıyor musun?

I can see Tom wasn't exaggerating. - Tom'un abartmadığını anlayabiliyorum.

abart
overstate

I don't want to overstate things. - Her şeyi abartmak istemiyorum.

Let's not overstate matters here. - Burada konuları abartmayalım.

abart
drag up
ألمانية - التركية

تعريف abartmayalım في ألمانية التركية القاموس.

Abart
en. e. 'ap-a: rt (biy.) çeşit, tür
Abart
en {'ap-a: rt} e (biy.) çeşit, tür
Abart
[die] çeşit, varyasyon