Herkes onunla birlikte rahat hisseder.
 - Everybody feels comfortable with him.
Direksiyonun arkasında daha rahat hissediyorum.
 - I feel more comfortable behind the wheel.
Bu kulaklıklar hem şık hem de konforlu.
 - These headphones are both stylish and comfortable.
Bu koltuk çok konforlu, ama rengini beğenmedim.
 - This chair is very comfortable, but I don't like the color.
Bir hayvanın bir hayvanat bahçesinde rahat bir hayat yaşaması vahşi doğada bir vahşi hayvan tarafından parçalanmasından daha iyidir.
 - It is better for an animal to live a comfortable life in a zoo than to be torn apart by a predator in the wild.
Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın.
 - Sometimes you have to choose between looking good and being comfortable.
Bunu uygun bir uzaklıktan sakince gözlemledi.
 - He observed this calmly, from a comfortable distance.