Bu şirket bir siyasi kukla.
 - This corporation is a political puppet.
Avustralya bir kukla devlet.
 - Australia is a puppet state.
Kendime güzel bir ahşap kukla yapmayı düşündüm.
 - I thought of making myself a beautiful wooden marionette.
Kukla, elbiselerini çıkardı ve kurumaları için onları kumun üzerine serdi.
 - The marionette took off his clothes and laid them on the sand to dry.