a resemblance, likelihood, show, entrance

listen to the pronunciation of a resemblance, likelihood, show, entrance
الإنجليزية - التركية

تعريف a resemblance, likelihood, show, entrance في الإنجليزية التركية القاموس.

appearance
görünüş

O kişisel görünüşünü çok umursar. - She cares a lot about her personal appearance.

Görünüşe göre yargılamayın. - Don't judge by appearances.

appearance
{i} görünüm

Bir insanı görünümü ile yargılamayın. - Don't judge a man by his appearance.

İki erkek kardeş görünümde oldukça farklı. - The two brothers are quite unlike in their appearance.

appearance
şemail
appearance
(Felsefe) görüngü
appearance
(Kanun) duruşmada bulunma
appearance
dışyüz
appearance
kalıp
appearance
gözükme
appearance
sudur
appearance
ortaya çıkma

Arkadaşının aniden ortaya çıkmasına şaşırdı. - He was surprised by the sudden appearance of his friend.

Senin aniden ortaya çıkman beni şaşırttı. - Your sudden appearance surprised me.

appearance
{i} kılık
appearance
{i} meydana çıkma
appearance
(isim) görünüm, görünüş, dış görünüş, görünme, ortaya çıkma, belirme, kılık, kılık kıyafet
appearance
zevahir
appearance
zuhur etme
appearance
gösteriş olsun diye
appearance
{i} görünüş, görünüm, dış görünüş
appearance
{i} görünme, gözükme
appearance
zevahiri kurtarmak için
appearance
{i} belirme
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} appearance
a resemblance, likelihood, show, entrance
المفضلات