Cidden benimle yarışmak istiyor musun?
 - Do you seriously want to race me?
Sadece dört at yarışta yarıştı.
 - Only four horses competed in the race.
Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
 - I am training hard so that I may win the race.
Irkın ya da yaşın ya da dinin umurumda değil.
 - I don't care about your race or age or religion.
Dünyada birçok farklı ırk vardır.
 - There are many different races in the world.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
 - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
Bu bir at yarışı gibi.
 - It's like a horse race.
Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.
 - Tom boasts of never having been defeated in a horse race.
O, kayak yarışlarında mücadele ediyor.
 - He competes in ski races.