Acımasız hükümetler sık sık siyasi muhaliflerini cezaevine sokarlar.
 - Tyrannical governments frequently put their political opponents in prison.
Birçok muhalif Sibirya'ya gönderildi.
 - Many opponents were sent to Siberia.
Partide,onun politik rakiplerinden biri onu birçok misafirin önünde küçük düşürdü.
 - At the party, one of his political opponents humiliated him in the presence of many guests.
Onlar iyi rakiplerdi.
 - They were good opponents.
Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.
 - Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
 - Lincoln welcomed his old political opponent.
Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.
 - Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.