O senin at araban mı?
- Is that your carriage?
Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.
- The princess rode in a golden carriage.
O, vagona girmek istedi.
- She wanted to enter the carriage.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
- I tried a piece of cake and it was delicious.
Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.
Bunlar birinci sınıf taşıyıcılar değil.
- These are not first-class carriages.